Vergi Yükünü Azaltmak

Değerli okurlar, vergi yükünü azaltmak. Vergi yükünü ağırlaştıran vergi oranları, kişi başı gelir düzeyine göre de çok yüksektir.  Vergi ödeyenler, zaten ağır bir vergi yükü altında olduklarından, daha fazla vergi ödemeye razı olmayıp, direnç göstermektedirler. Mükellefler   yüksek vergi oranlarından kurtulabilmenin  yollarını araştırmakta ve de bu “yükümlülükten kurtulabilmenin yollarını bulubilmektedir. Zaten yüksek olan vergi oranları için ne yapabiliriz sorusunun en basit cevabı da, bu vergileri azaltmayı denemektir. Mükellefler daha az vergi ödemek için başvurdukları yolları, kendinlerince haklı gördükleri çeşitli sosyal ve ekonomik nedenlere dayandırmaktadırlar.

Mükelleflerin vergilerini azaltmak veya gidermek için yapabileceği işlemleri 3 sınıfa ayırabiliriz ; vergi kaçırmak, vergiden kaçınmak ve de vergi avantajını sağlamak.

Vergi Yükünü Azaltmak
Vergi Yükünü Azaltmak

A) Vergi Kaçırmak Yolu ile Vergi Yükünü Azaltmak

Vergilere gösterilen davranışların içinde en yaygın ve yükümlüler açısından en etkin kullanılan davranışların başında, vergi kaçakçılığı gelmektedir. Bu işlemde, vergi doğuran olay gerçekleşmektedir. Vergiye konu olan bu olayı mükellef, beyan etmemekte veya noksan beyan etmektedir. Dolayısıyla da, mükellef vergisini hiç ödememekte veya eksik ödemektedir. Kişisel vergi yükü de az veya sıfır olarak gerçekleşmektedir.

Ancak, vergi dairesince yapılacak denetimle, vergiyi doğuran işlemin beyan edilmediğinin veya eksik beyan edildiğinin saptanması halinde, cezalı işlem yapılmaktadır. Mükellefin eksik veya sıfır beyanı vergi idaresince saptanmazsa  sonsuza kadar, saptanırsa saptandığı tarihe kadar, eksik veya noksan verginin kendisine sağladığı avantajlardan yaralanmaktadır.

Zamanında yapılmayan veya eksik yapılan beyanın yarattığı vergi ziyaının cezalı olarak, mükelleften alınması halinde; kişisel vergi yükü oranının pay kısmında vergi ve ceza yer alacağından, aynı vergiyi normal ödeyenin vergi yüküne  nazaran daha ağır vergi yükü ortaya çıkacaktır. Yani, daha az vergi ödemek için vergi kaçırırken, işlemin vergi dairesince saptanması üzerine, vergi ile birlikte bir de ceza ödenmesi gereği ortaya çıkacaktır.

Bu durumda mükellefin bir tercih yapması gerekecektir. Mükellef eksik veya sıfır beyan ile ödemediği vergi miktarı ile eksik beyanın saptanması halinde ödeyeceği cezayı karşılaştıracaktır. Hangisi lehine ise, ona karar verecektir. Tabii ki, eksik veya sıfır beyanın denetlenmesi olasılığı yükseldiği oranda, vergi kaçırma isteğinden vazgeçecektir. Ama, kimi mükellefler daha az vergi ödeme isteğinden başka, en kolay erişilebilir finansman kaynağı olarak da, bu  yöntemi yeğlemektedirler.

Vergi yükünden kurtulmak amacıyla, bilerek ve isteyerek vergi kaybına yol açmanın şekilleri çoktur.

Genel bir ifade ile bu şekilleri, aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

1- Yükümlülüğün ertelenmesi

2- Mükellefiyet tesis ettirildiği halde vergi beyanlarının verilmemesi

3- Defter tutulmaması veya yanlış tutulması

4- Satış ve hasılatın belgelerin kayıt dışı bırakılması

5- Hasılatın defter ve belgelere aktarılmayışı

 

B) Vergiden Kaçınma Yolu ile Vergi Yükünün Azaltmak

Vergi borcunun doğumuna neden olan olaylarla ilişki kurulmaması ya da bu olayların kişiler açısından ortaya çıkmaması durumuna vergiden kaçınma denilmektedir.

Bu işlemde vergiyi doğuran olay gerçekleşmemektedir. Böyle olunca, beyan edilecek bir vergi konusu da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, vergi dairesince yapılacak denetimlerde de kişiye isnat edilen bir vergi suçu yoktur. Sonuçta, kişi o konudaki işlemi yapmamış ve de vergi ödememiştir.

Vergi ödenmediği durumda, hiçbir fayda kaybının oluşmaması halinde vergi, kaçınılması ve hatta reddedilmesi gereken bir net yük olarak algılanır. Ödeme gücü ilkesine göre de, ekonomik gücü olanların vergi ödemeleri gerekirken, bu güce  sahip olanlar vergi yükünden kaçınmada daha başarılı olurlar.

Vergiden kaçınma, vergi yükümlülüğünün kanun lafzına uygun, fakat amacına aykırı olarak azaltılmasıdır. Böyle olunca, vergiden kaçınma işlemi vergi idaresince saptansa dahi, idarenin kişiyi eleştirebileceği bir husus yoktur. Vergiden kaçınma yoluyla, düşük hesaplama ve de düşük gösterilme gibi usullerle vergiyi az ödemenin, çeşitli örnekleri bulunmaktadır.

Vergiden kaçınmanın ve vergi kaçırmanın nereye kadar olabileceği bugün artık, subjektif  bir olay olmayıp hesaplanabilmektedir. Ancak, vergi kaçırma ile vergiden kaçınma arasında kişinin kesin kararı yoksa, kişi durumu tekrar gözden geçirmeli veya  mali müşavirine danışmalıdır.

Büyük sanayici ve iş adamları hukuksal yollardan yararlanarak vergilendirme alanının dışında kalmasını sağlayan vergiden kaçınmayı yeğledikleri halde, küçük ve orta ölçekli işletmeler genellikle vergi kaçırma yoluna gitmektedirler.

 

C) Vergi Avantajı Sağlamak Yolu ile Vergi Yükünü Azaltmak

İlk önce vergi avantajı ile vergiden kaçınma arasındaki farkı açıklayalım. Vergiden kaçınma işleminde vergiyi doğuran işlem tektir. Bu olay gerçekleştirilmezse vergi ödenmez ya da vergiyi doğuran işlem kısmen gerleştirilir ve daha az vergi ödenir. Vergi avantajında ise iki olayın karşılaştırılması sözkonusudur.

VUK’un dönem sonu işlemlerinin yapılması sırasında mükelleflere dönem kazancını azaltıcı birtakım vergisel haklardan yararlanma ve tercihlerde bulunma olanağı sağlanmaktadır. Mükellefler bu haklardan yararlanarak, dönem kazançlarını ve dolayısıyla ödeyecekleri vergiyi yasal yollarda aşağı çekme avantajından  yaralanabilirler. Yatırım indirimi, finansman fonu, ferdi işletmelerin sermaye şirketine dönüşümü, yeniden değerleme, yenileme fonu, vergi oranı ve vergi yükü konularında daha az vergi ödemek suretiyle avantaj  sağlayan işlemlere örnek gösterilebilir.

Sitemizi sosyal medya hesaplarınızda paylaştığınız  için teşekkür ederiz.

Kurumlar Vergisinde Vergi Planlaması yazımızı okumak için tıklayınız

Vektör Grafik: Vecteezy – Radiasa Tutorial Rti

 

Yazar Hakkında
Toplam 125 yazı
Türk Muhasebe
Türk Muhasebe
Yorumlar (Yorum yapılmamış)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×

Bir Şeyler Ara


error: Content is protected !!