En İyi 10 Futbol Filmi
Bobby Robson: Bir Menajerden Daha Fazlası
Robert William “Bobby” Robson İŞN, (18 Şubat 1933 – 31 Temmuz 2009),Sir unvanına sahip İngiliz emekli millî futbolcu ve İngiltere millî futbol takımıyla çeşitli Avrupa kulüplerinde görev yapmış teknik direktör.
1950-1968 arasındaki başarılı futbolculuk kariyerinden sonra teknik direktörlüğe başladı. PSV, FC Barcelona, FC Porto ve Sporting Lizbon’da önemli başarılar kazandığı gibi İngiltere millî futbol takımını 1990 senesinde İtalya’da düzenlenen Dünya Kupası’na taşıdı (Euro 1988’de İngiltere’nin ilk 3 maçında 3 yenilgi almasıyla büyük eleştirilere maruz kalsa da). Teknik direktörlük kariyerini İrlanda millî futbol takımında “özel danışman” sıfatıyla aldığı görevle sonlandırdı. Robson, ölümüne kadar Newcastle’ın onursal başkanı sıfatını kazanmıştır.
1991’de kanser teşhisi konulan ve kanserle mücadele için bir vakıf kurmuş olan Robson, 31 Temmuz 2009 tarihinde mücadele verdiği hastalığına yenik düştü. Eylül 2009’da Alex Ferguson, Fabio Capello, Bobby Charlton gibi isimler, yaklaşık 1000 kişiyle birlikte Robson’u Durham Katedrali’nde andı. Ipswich Town F.C’de UEFA Kupası kazanan menajerini kazandığı için biliniyordu.
Ket Felidö A Pokolban (Cehennemde İki Devre)
Yönetmen Zoltan Fabri’nin İkinci Savaş’a ve Sovyet cephesine Naziler için savaşmaya götürülen Macarların mücadelesine odakladığı bir anti-faşist film.
Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Macaristan’dayız çalışma kampındaki Yahudi ve Komünist esirler futbola meraklıdır. Naziler, eski bir olimpiyat sporcusu olan Onodi’den esirlerden oluşan bir futbol takımı kurmasını ve antrenörü olmasını ister. Onodi öncülüğünde antremanlara başlayan esirler bir yandan da savaşın sonunu ve özgür olacakları günlerin hayalini kurmaktadır. Esir kampından kaçma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanır. Yönetmen Zoltan Fabri, Macar toplumunun bir özeti olan karakterleri filme özenle yerleştirmiştir. Zor şartlar altında devam eden antremanlar esirleri fizik olarak zorlamaya başlar. Bilerek az verilen besin maddeleri bir yandan çalışan bir yandan da antremanlara devam eden esirler arasında kavgaların çıkmasına neden olur.
Filmin dramatik çatışmasını hayatta kalmak için verilen mücadele oluştururken diğer yanda futboldan anlamadığı halde Nazi subayının “kim futbol oynamayı biliyor ?” sorusuna verdiği “ben biliyorum” cevabıyla esir Steiner verir. Steiner’in bu tutumu filme damgasını vuran ana esprinin ta kendisidir. Steiner’in ilk antremanda futboldan hiç anlamadığı ortaya çıkınca takım kaptanı Onodi’nin “Bana yalan söyledin” çıkışmasına verdiği “ evet yalan söyledim , çünkü bu kadar erken ölmek istemiyorum, bay Onodi. Eğer bir yolu varsa eve gitmek istiyorum” cevabı insanın yaşama arzusunun en köt ü koşullarda bile devam ettiğinin ispatı gibidir.
Montevideo, Bog te video! (Montevideo, Tanrı Seni Korusun)
Montevideo, Bir Rüyanın Tadı Yugoslavya milli futbol takımının katılımına yol açan olaylar hakkında Dragan Bjelogrlić tarafından yönetilen 2010 yılı Sırp filmidirTemmuz 1930’da Uruguay’ın Montevideo kentindedüzenlenen ilk FIFA Dünya Kupası’nda . Film 2010 yılı boyunca medyanın büyük ilgisini çekti ve 21 Aralık 2010’da vizyona girmesinden bu yana Sırbistan’da önemli bir gişe başarısı elde etti. Tüm proje şu ana kadar bölgesel olarak son derece başarılı olmuştur. Çok sayıda ödül kazanan ilk filmi Sırbistan’da 520.000’den fazla kişi izledi.
Hikaye gevşek bir şekilde önde gelen Sırp spor gazetecisi Vladimir Stanković’in Montevideo, Bog te videosu romanına dayanıyor . 1920’lerin sonlarında Sırbistan’ın romantikleştirilmiş bir tasvirini ve ülkede futbol oyununu popülerleştiren olayları, Amerikan filmi The Game of They Lives’i izledikten sonra yazmak için ilham aldı.
Film, 33. Moskova Uluslararası Film Festivali’nde ana yarışma programında En İyi Film dalında ‘İzleyici Seçimi Ödülü ile ödüllendirildi . Bu aynı zamanda Sırbistan’ın 84. Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film dalında resmi başvurusuydu, ancak son kısa listeye girmedi.
Devam filmi Montevideo’da See You, 14 Ocak 2014’te yayınlandı. Filmin bir kısmı Tenerife’nin La Laguna şehrinde çekildi .
Pelé: Birth of a Legend (Pele: Bir Efsanenin Doğuşu)
Pelé: Bir Efsanenin Doğuşu Brezilyalı futbolcu Pelé’nin hayatı ve 1958 FIFA Dünya Kupasını kazanmak için Brezilya millî futbol takımı ile yaptığı yolculuğa dair bir Amerikan biyografik filmidir. Film Jeff Zimbalist ve Michael Zimbalist tarafından yönetildi ve senaryosu yazıldı.
Filmde Kevin de Paula, Vincent D’Onofrio, Rodrigo Santoro, Diego Boneta, Colm Meaney ve Pelé küçük rollerde yer aldılar. Film, Pelé karakteri ile babası arasındaki ilişkiye odaklanıyor.
Fotoğraf çekimleri Eylül 2013’te Rio de Janeiro’da başladı ve çekimler 2014 yılının sonuna kadar sürdü. Film, eleştirel anlatımdaki kusurları işaret ederek derinsel eksikliğini eleştiren olumsuz eleştiriye yanıt verdi.
Filmin fotoğraf çekimleri 30 Eylül 2013 tarihinde Rio de Janeiro’da başladı. 9 Şubat 2014 tarihinde, filmin 2014 FIFA Dünya Kupası sırasında yayınlanmayacağı açıklandı. Çünkü montajı yapılıyordu ve bazı çekimler yapılmaktaydı.
Film tamamen Brezilya’da çekildi, sırasıyla Leonardo Carvalho ve Kevin de Paula sırasıyla 9 ve 17 yaşlarında yükselen yıldızı oynuyorlardı. Pele: “Genç benliğimi oynayan iki genç oyuncu hem ekranda hem de futbol sahasındaki yeteneklerinin kanıtı olarak gerçek yıldızlar olacak” dedi.
Zimbalist, Pele’nin erken yaşantısına dramatik nedenlerle odaklanmak istediklerini belirterek, bunun sebebini şöyle açıkladı: “1950 (Dünya Kupası) kaybından (Uruguay’a karşı) Brezilya ulusal kimliğinin doğuşuna paralel bir efsanenin doğuşuydu) ve 1950’de (Dünya Kupası) Maracana stadyumunda (Uruguay’a karşı) kaybediyordu. Film, Pele ve babası arasındaki ilişkiye odaklanıyor.
Dar Alanda Kısa Paslaşmalar
Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, 2000 Türkiye yapımı, dram türündeki sinema filmidir. Yönetmenliğini, ikinci uzun metraj filmini çeken ve bu filmde sinemaya uyarlayarak çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği kasabanın ve ailesinin hikâyesini anlatan Serdar Akar yapmıştır.
Filmin başrollerinde Müjde Ar, Savaş Dinçel, Rafet El Roman, Erkan Can, Sezai Aydın, Şahnaz Çakıralp ve Uğur Polat yer aldı. Yapımcılığını Üstün Karabol ve Nida Karabol’un yaptığı filmin özgün müziklerini Fahir Atakoğlu hazırladı. 8 Aralık 2000 tarihinde Türkiye’deki sinemalarda gösterime girdi ve sinema salonlarında 13 haftalık gösterimi sonucunda 141.111 kişi tarafından seyredildi.
Gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkılarak senaryolaştırılan film, yaşamını futbol sahalarında geçirmiş ünlü ve ünsüz insanların farklı umut ve beklentilerinin, tutkularının, aşklarının süregeldiği ve anlatıldığı bir öyküye sahiptir. Sinema oyuncularının oynadığı Esnafspor takımı, Türk futbol tarihinde yer edinmiş olan; Tanju Çolak, Rıdvan Dilmen, Cüneyt Tanman, Metin Tekin, Rıza Çalımbay, Ali Gültiken, Ayhan Akbin gibi dönemin ünlü futbolcularının yer aldığı takıma karşı futbol müsabakası yapmaktadır.
20. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Semih Kaplanoğlu’nun Herkes Kendi Evinde adlı filmi ile “En İyi Türk Filmi Ödülü”nü paylaşmışlardır. Aynı zamanda Serdar Akar, “En İyi Yönetmen Ödülü”nü ve Savaş Dinçel ise “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nü kazanmıştır.
Goal! (Gol)
Goal! (Film) 2005 yılında ABD’de çekilmiş konusu futbol olan bir sinema filmi. Başrolde Santiago Munez rolünü Kuno Becker oynamaktadır. Filmde pek çok gerçek futbolcu ve futbol takımını yer aldığından yapımında FIFA ile geniş çapta bir iş birliği yapılmıştır. Filmin Goal II: Living the Dream ve Goal III: Taking on the World olmak üzere 2 tane devam filmi de çekilmiştir.
Meksika’dan yasadışı yollarla ABD’ye geçen Santiago Muñez, Los Angeles’ta babasıyla birlikte bahçıvanlık yapmakta, bunun dışında da Çin lokantasında çalışmaktadır. Ancak yetenekli bir futbolcu olan Santiago’nun hayali ise profesyonel bir futbolcu olmaktır. Yerel bir kulüpte futbol oynarken eski Newcastle United oyuncusu olan Glen Foy tarafından yeteneği keşfedilir. Ama babası Santiago’nun futbol oynamasını istemez. Ve para biriktirip kendilerine bir pikap alıp kendi işlerini kurmasını ister. Santi bunun zıttına çin lokantasında çalışıp para biriktirip İngiltere’ye gitmeyi karar verir. Paranın birikmesine az kala babası Santinin parasını babası çalar ve pikap alır. Santi çok sinirlenir. Aradan 2-3 gün geçer ve Santiago’nun Büyükannesi birkaç değerli eşyasını satar ve İngiltereye gidecek olan uçak biletini alır. Santiago Glen Foyun yanına gider ve Newcastle United’ın idmanına çıkar ve Antrenör onu bir çamur yığınının içine atar ve Santi istediği oyunu sergileyemez ve onu seçmezler. Akşam Glen Foy antrenörle konuşur ve Santi’ ye 1 ay deneme süresi verir. Bu 1 ay içinde Santi harika oynar ve A takımla ilk maçı olan Fulham maçına çıkar. Ve babası onu futbol oynarken görür ve çok sevinir. Maçtan 1-2 hafta sonra babası vefat eder. Santi saatlerce havaalanında oturur fakat ailesinin yanına gitmez. Newcastle United sezonun son maçına bi üst sıradaki Liverpool’la yapacaktır ve o maçta Santiago ilk 11’de sahaya çıkacaktır. Newcastle United Gavin harris’in golüyle 1-0 öne geçer. Liverpool art arda gollerle durumu 1-2′ ye getirir. Maçın bitmesine 5 dakika kala Newcastle United Gavin harris 2. golüyle 2-2 olur. Newcastle United son dakika frikik kullanıcaktır. Ve frikik’in başına Santiago Munez geçer ve golü atar. Newcastle United Avrupa kupalarına gitmeye hak kazanır.
Looking for Eric (Hayata Çalım At)
Hayata Çalım At 2009 tarihli Birleşik Krallık-Fransa ortak yapımı filmdir. Senaristliğini Paul Laverty’nin, yönetmenliğini ise Ken Loach’un yaptığı filmin başrollerinde The Fall grubunun eski bas gitaristi Steve Evets ve eski profesyonel futbolcu Eric Cantona yer alıyor.
Eric Bishop, futbol fanatiği bir postacıdır ve hayatı bir krizin içine sürüklenmektedir. Kızı üniversite için ders çalışırken torununun bakıcılığını yapmaktadır ve bu nedenle eski karısı Lily ile görüşmek zorunda kalmaktadır. Eric, kızlarının doğumundan sonra Lily’yi terk etmiştir. Diğer yandan üvey oğlu Ryan, döşeme tahtasının altına bir uyuşturucu baronu için silah saklamaktadır. Uyuşturucu baronu silahı kullanmak istediğinde Ryan’dan almakta ve silahla işi bitince silahı Ryan’a saklaması için vermektedir. Eric çok mutsuzlaştığı zaman intiharı düşünmektedir. Bir gün hayranı olduğu Eric Cantona’nın hayalini görmeye başlar. Cantona ona hayatıyla ilgili tavsiyeler verir ve bu sayede Lily ile ilişkisi gelişir. Bishop, döşemedeki silahı bulur ve üvey oğluyla yüzleşir. Ryan uyuşturucu çetesiyle olan ilişkisini itiraf eder. Bishop silahı barona iade etmeye karar verir. Ancak iade etmeye gittiğinde çete silahı almaz ve saklamaları için onları zorlar. Bishop’ın üstüne Rottweiler köpek salarlar ve bunu videoya çekip YouTube’a koyarlar. Polis bir ihbar üzerine Eric Bishop’ın evini basar ve içerdekileri tutuklar. Lily ve kızı misafirliğe geldiği için oradadırlar ve onlar da tutuklanır. Polis silah için evi arar ancak silahı bulamaz çünkü Eric Bishop silahı döşemenin altından alıp mutfaktaki bir tavuğun içine saklamıştır. Eric Cantona, Bishop’a arkadaşlarından yardım istemesini tavsiye eder. Bishop, Manchester United taraftarı arkadaşları ile birlikte “Operasyon Cantona”yı başlatır. Hepsi Cantona maskeleri giyerek baronun evini basarlar, ortalığı dağıtırlar ve her şeyi kameraya çekerler. Barona Bishop ailesini rahat bırakmasını yoksa çektikleri utandırıcı görüntülerin YouTube’a konulacağını söylerler. Film, Bishop’un kızının mezuniyet töreni ile biter.
Escape to Victory (Zafere Kaçış)
Zafere Kaçış, yönetmenliğini John Huston’ın yaptığı, oyuncu kadrosunda Sylvester Stallone, Michael Caine ve Max von Sydow’un yanı sıra Pelé, Bobby Moore ve Osvaldo Ardiles gibi Dünya Kupası kazanan futbolcular da yer almıştır.
Alman savaş esiri kampının komutanı olan Binbaşı Karl von Steiner’ın teklifiyle, bir zamanlar West Ham United takımında oynayan profesyonel bir futbolcu olan İngiliz Kaptan John Colby (Michael Caine) tarafından yönetilen ve Müttefik savaş esirlerinden oluşan bir ekip, Nazi Almanyası milli takımına karşı bir gösteri maçı oynamayı kabul eder, ancak kendilerini bir Alman propagandasının içinde bulurlar.
Colby, takımın kaptanı ve esasen teknik direktörüdür ve bu nedenle oyuncu kadrosunu kendisi seçer. Başka bir savaş esiri olan Robert Hatch (Sylvester Stallone), Kanada Ordusu’nda görev yapan bir Amerikalıdır ve başlangıçta kadroya seçilmez, ancak sonunda pek isteksiz olan Colby’yi en azından antrenör olarak takıma katılmasına izin vermesi için uğraşır, çünkü Hatch’in yaklaşan kaçış girişimini kolaylaştırmak için ekiple birlikte olması gerekmektedir.
Colby’nin üstleri defalarca Colby’yi maçı bir kaçış girişimi için bir fırsat olarak kullanmaya ikna etmeye çalışırlar, ancak Colby sürekli olarak reddeder, böyle bir girişimin yalnızca oyuncularının öldürülmesine neden olacağından korkar. Bu arada, Hatch kaçış girişiminin planlarını yapar ve Colby’nin üstleri, karşılığında Paris’e gitmeyi kabul ederse, Fransız Direnişi ile temasa geçerse ve onları futbol takımının kaçmasına yardım etmeye ikna etmeye çalışırsa, ona yardım etmeyi kabul eder.
Hatch, esir kampından kaçmayı, Paris’e seyahat etmeyi ve Direniş’i bulmayı başarır; İlk başta, Direniş, futbol takımının kaçmasına yardım etme planının çok riskli olduğuna karar verir, ama maçın Colombes Stadyumu’nda olacağını anladıklarında, Paris kanalizasyon sisteminden oyuncuların soyunma odasındaki duşlara bir tünel kazarak kaçışı planlarlar. Hatch’i, esir kampındaki önde gelen İngiliz subaylara bilgi iletebilmesi için kendisini tekrar yakalanmasına izin vermeye ikna ederler.
En İyi 10 Futbol Filmi En İyi 10 Futbol Filmi En İyi 10 Futbol Filmi En İyi 10 Futbol Filmi En İyi 10 Futbol Filmi
Sitemizi sosyal medya hesaplarınızda paylaştığınız için teşekkür ederiz.